Devrim Otomobili Belgeseli VCD
Kurtuluş Savaşı zamanında o zamandaki
adı Eskişehir cer atelyesinde yapılması çok tehlikeli olan top
mermilerini tornalayarak çaplarını küçültüp kullanılmasını sağlayarak
Milli Mücadeleye çok büyük katkı sağlayan; Kıbrıs Savaşında A.B.D nin
kullanmamamız için aldığı füze rampalarını o zamandaki ismi ile
E.L.M.S. ( Eskişehir Lokomotif Motor Sanayi) de yeniden inşa edilerek
orjinalden daha hassas isabet ederek galibiyetimize katkı sağlayan şu
anda sadece Eskişehirlilerin ve demiryolcuların bildiği kendi halinde
unutulmuş Türkiyenin en eski fabrikalarından 112 yıllık TÜLOMSAŞ (
Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi ) ta 1961 yılında Türkiye'de otomobil
imal edilemez denirken o zamandaki ihtilal hükümetinin emriyle 4,5
ayda üretilen Türkiye'nin ilk yerli otomobili DEVRİM'. Eğer Devrim projesi devam etseydi acaba Türkiye dünya otomobil pazarında şimdi ne durumda olurdu?... Şu anda ki yerli otomobil fabrikalarından kaç tanesi olabilirdi acaba? Tartışma yaratacak bir konu olarak görüyorum...
Tarih 16 Haziran 1961. Türkiye sıkıntılı bir dönemin ardından yeniden
yapılanmaya çalışıyor. İhtilal sonrası dönemde bir söylenti ortalıkta
dolaşıyor, "Türkler araba yapamaz”… Dönemin iktidarı, 16 Haziran günü
Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve
mühendislerinden 20 tanesini toplantıya çağırıyor. Amaç ise, "Türkler
araba yapamaz” kanısını ortadan kaldırmak. Ve ilk Türk yapımı Devrim
arabasının öyküsü burada başlıyor… Türklerin, dünyaya bir
meydan okuma hikayesidir Devrim arabasının serüveni... Dönemin iktidarı,
29 Ekim kutlamalarına yetişmesi için bir araba siparişi veriyor
Eskişehir’e. Aracın adı Devrim. İmkansızı başarmanın nasıl olduğunu
gösteriyor Devrim arabası. Çünkü arabanın yapımı için verilen süre çok
kısıtlı ve bir kanı var ortada dolaşan: "Türkler araba yapamaz”… Tüm
ülkede üniversiteden, basına; bir avuç sanayiciden politikacıya, sesi
duyulabilen kimse ne otomobil ne de motor yapılabileceğine inanıyor,
özel sohbetlerde, röportajlarda, film gösterili konferanslarda bu görüş
vurgulanıyor. Ancak inanılmaz bir şey gerçekleşiyor. Ve araba,
28 Ekim 1961 sabahı Türkiye’de yapılan bir otomobil, kaportası
pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye’de
yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi Binası önüne
götürülerek Devlet Başkanı Cemal Gürsel Paşa'ya sunulabiliyor…
29 Ekim 1961 günü ise Devrim, Cumhuriyet kutlamalarına katılıyor.
Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel gelmeden tüm hazırlıkları tamamlanan
Devrim’in bir tek benzini unutuluyor. Cumhurbaşkanı Gürsel, benzini
konulmayan arabanın ön koltuğuna oturuyor. Araç meclisin bahçesinde tur
atarken; herkes pek keyifleniyor. Ne de olsa bu kendini kanıtlama
savaşı ve bu savaş yine kazanılıyor. Cemal Gürsel, bu arabayı
Atatürk’ün de görmesini istiyor ve Devrim’i Anıtkabir’e götürülmesi
için talimat veriyor. Ancak benzini unutulan araba henüz 100 metre
ilerlemişken duruyor. Devrim'in kıymetli yolcusu, şaşkın bakışlarla
süzüyor "devrimin itici gücünü"... Şoför "Benzin bitti" diye boynunu
bükünce , Cemal Gürsel durumu şöyle özetliyor: "Batı kafasıyla otomobil
yaparız, Doğu kafasıyla ikmali unuturuz." DEVRİM NASIL YAPILDI
Projeyle başka bir kuruluşun değil de TCDD’nin görevlendirilmiş
olmasının nedeni, o tarihlerde TCDD’nin onarım amacıyla kurulmuş fakat
geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve
Adapazarı’ndaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve
yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun
bulunmasıydı. Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu, yönetim grubunun başı
olarak 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı
içinde çalışmasını sağlayıp eş yöneltmek suretiyle birinci derecede rol
oynamıştı. Devrim için ayrılan ödenek 1.400.000 TL, yapılışı için
verilen süre ise 4.5 aydı. Zamana karşı yapılan yarışın
kazanılmasında ikinci etken, görev alan mühendislerin, proje süresince
hafta sonları da dahil her gün, en az 12’şer saat, gerektiğinde bazı
geceleri, sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat
kestirerek, işbaşında kalmayı yüksünmeyecek ölçüde davaya gönül vermiş
olmalarıydı. Çalışmalar için, Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında
dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina seçildi. Elden
geldiğince çeşitli tipte otomobil yapısını yakından inceleyerek fikir
edindikten sonra yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki
grup ve parçaların nasıl tasarlanıp imal edileceği üzerinde durulması
sonucuna varıldı. Önce otomobilin ana hatları belirlendi. Dört
ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg. ağırlığında orta boy
denilebilecek bir tip üzerinde uzlaşıldı. Motor 4 zamanlı ve 4
silindirli olarak, 50-60 BG. vermeliydi. Karoser için
hazırlanan 1/10 ölçekli maketlerden seçilen 1/1 ölçekli alçı modeli
yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri sacları, sonra bu modelden
alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle
düzeltilmek suretiyle tek tek imal edildi. Karar verilen yandan supaplı
bir 4 silindirli motorun, gövde ve başlığı Sivas Demiryolu
Fabrikalarında dökülüp, Ankara Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve
kolları Eskişehir’de yapıldı. Motor Ankara Fabrikasında monte edildi.
Frenlemede 40 BG.’den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak
Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip
geliştirdi. B Tipi adı verilen üstten supaplı bir üçüncü
motor da bu kez tanınmış bir 6 silindirli otomobil motorundan
esinlenerek, fakat krank ve eksantrik milleri yeni baştan çizilip,
hesaplanmak suretiyle Eskişehir’de imal edildi. Bu motor frenleme de 60
BG.’ye ulaşmış ve daha sonra Diesel’e çevrilerek istasyon
aydınlatılmasında kullanılmak üzere yapılan elektrojen gruplarına
uygulanmıştır. Süspansiyon grubu ön takımları için "Mc Phearson”
sistemi önerilmişti. Bu gün çok yaygın kullanılan bu sistem, o tarihte
bulduğumuz kadarıyla bir tek firma tarafından uygulanıyordu. Benimsendi
ve Eskişehir’de yeniden imal edildi. Eylül sonuna doğru, ön
ve arka camları, piyasada bulunabilenlere uydurmak zorunluluğuyla
modele göre biraz değiştirilmiş iki gövde çatılmış ve biri A diğeri B
tipinden iki ayrı motor hazırlanmış bulunuyordu. Şanzumanlar, Ankara
Fabrikasınca tümü yerli olarak yapılmıştı. Montaja
geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri de gövde-motor
uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını
yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı
direksiyon önerisi kabul edilmedi. İki yıl sonra Cadillac bunu bir
yenilik olarak getiriyordu. Nihayet Ekim ortalarında Devrim
otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik
donanımı, diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor
yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçalar yerli idi.
Tüm olanların yanında Devrim arabasının en büyük önemi, önemi Türk
mühendisinin bir şeyler yapabileceğini, başarabileceğini göstermiş
olmasıdır. Belki de Devrim yol ortasında benzini olmadığı için
durmasaydı ve üretimi devam ettirilseydi, şu anda Türkiye dünyanın en
büyük makine sanayilerinden birini kurmuş olabilirdi.
Hotfile:
http://hotfile.com/dl/105069914/7c2cdb7/De....part1.rar.html http://hotfile.com/dl/105069916/6d75c60/De....part2.rar.html
Netload:
http://netload.in/datei9wqlXRlpw3/Devrim.O...i.part1.rar.htm http://netload.in/dateiTgD1o2eaEs/Devrim.O...i.part2.rar.htm
Fileserve:
http://www.fileserve.com/file/9PREDvm http://www.fileserve.com/file/FXAy3ez
Partlar Uyumlu,Karışık İndirebilirsiniz. |